Ana içeriğe atla

Loading...

MALPRAKTİS DAVALARININ SORUMLULUĞUNU DEVLET ÜSTLENİYOR

Health personnel , Medical Procedures , Medical Practices  , Malpractice cases , Compensation , Turkish physicians security  , Legal Counsel

Bilim ne kadar gelişse de hali hazırda bu gelişen ve değişen bilimin sağlık alanındaki uygulayıcıları, sağlık çalışanları, hekimler; diğer bir ifade ile insanlardır. İnsanlar doğaları gereği mesleklerini icra ederken uygulama noktasında bazı hatalara sebebiyet verebilmektedirler. Gerçekleştirilen bu hatalı uygulamalara terimin asıl sözlük anlamıyla ‘malpraktis’ denilmektedir. Malpraktis; diğer bir ifade ile tıbbi hata kavramı, geçmişten günümüze en çok sağlık alanında rastlanılan bir durum olmakla birlikte, son dönemlerde etik yönünün yanı sıra tıbbi ve hukuki yönleriyle de tartışılan tıp hukukunun temel ve kapsamlı konuları arasında yer almaktadır. Başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanları tarafından gerçekleştirilen tıbbi hatalar sonucu, zarara uğrayan kişilerin açmış oldukları maddi, manevi tazminat davaları ve ceza yargılamaları hukuk sisteminde ‘malpraktis davaları’ olarak adlandırılmaktadır.

 

Kişinin en temel haklarından biri olan yaşam hakkının koruyucusu konumunda olup, risk oranı yüksek olan bu mesleği icra eden sağlık çalışanları ve hekimler söz konusu riski en aza indirebilmek adına bilgi ve birikimlerinin yanı sıra, uyguladıkları tıbbi işlem ve uygulamalarda gerekli dikkat ve özeni göstermelidirler. Fakat bu dikkat ve özen gösterildiğinde dahi gerek fizyolojik gerekse psikolojik yapıların kişiden kişiye göre farklılıklar barındırmasının sonucu olarak hastaların tedavi sürecinde farklı reaksiyonlar alınması durumu söz konusu olabilmektedir. Dolayısıyla, insan hayatını konu alan bu alanda zararın asıl nedeninin tespiti oldukça zor olup, malpraktis ve komplikasyon arasındaki ayrımı iyi yapmak gerekmektedir. Dünya Tabipler Birliği Malpraktisi ‘‘Hekimin tedavi sırasında standart güncel uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesiyle oluşan zarar” olarak ifade etmektedir. Daha basit bir ifade ile malpraktis; yapılması gerekeni yapmama, ya da yapılmaması gerekeni yapmaktır. Komplikasyon ise, tıbbi işlem ve uygulamaların, tıbbın gerek ve kurallarına uygun olarak, doğru ve eksiksiz bir şekilde yapılmasına karşın sonucun değişmediği hallerdir. Bu iki olgu arasındaki asıl fark hekimin kusurunun olup olmadığıdır.

 

Uygulanan tıbbi müdehalelerin hukuka uygun olup olmadığı, hastanın aydınlatılmış rızasının alınıp alınmadığı ve bu müdehalelerin kanunen tıp bilimindeki meslekleri icra etmeye yetkili kişiler tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği büyük önem taşımaktadır. Bunlara ek olarak Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları madde 13’te açıklanan hekimliğin kötü uygulanması durumu söz konusu olmamalıdır. Yani sağlık personelinin bilgisizliği, deneyimsizliği ya da ilgisizliğinden bir zarar meydana gelmemelidir. Sadece hekim veya sağlık mesleği çalışanı olmak, bu kişilere her türlü tıbbi müdehalede bulunma yetkisini vermeyeceği gibi; bazı tıbbi müdehaleler de sadece hekimler tarafından yapılabilmektedir. Bu sebeple hangi tıbbi müdehale için hangi uzmanlık alanının gerekli olduğu ayrımının yapılabilmesi önemli olmakla beraber; bu ayrımın belirleyicisi tıp/sağlık hukuku kurallarıdır. Örneğin bir cerrah tarafından yapılması gereken mide ameliyatını pratisyen hekimin yapması durumunda yetkisiz bir tıbbi müdehale söz konusu olmaktadır.

 

15 Haziran 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan; sağlık personelinin soruşturulması ve malpraktis davalarından doğan tazminatın rücu edilmesine ilişkin yönetmeliğe göre sağlık personelleri tarafından gerçekleştirilen uygulamalarda kasıt olmadığı müddetçe, işbu davalardan doğan tazminatı artık Devlet üstlenecektir. Getirilen bu yeni düzenleme ile birlikte başta hekimler ve tüm sağlık çalışanları olmak üzere malpraktis baskısına maruz kalmadan mesleklerini bilimsel çerçevede özgürce ifa etme imkânına kavuşmuşlardır.

 

Yeni düzenleme kapsamında; malpraktis sonucu mağduriyet yaşadığını iddia eden vatandaş, önce Mesleki Sorumluluk Kurulu’na başvuracaktır. Yapılan bu başvuru sonucunda kurul tarafından malpraktise bağlı bir mağduriyet geliştiğine dair karar verildiği takdirde vatandaşın mahkemeye başvurması gerekecek olup; zarara uğrayan vatandaş, doktor aleyhine dava açma hakkına sahip olacaktır. Kurulun iddiayı malpraktis olarak kabul ettiği durumlarda vatandaş tarafından açılacak dava sonucunda tazminata hükmedilmesi halinde, hekimin hatası kasıtlı olmadığı sürece tazminatın tamamı devlet tarafından üstlenilecektir. Şu an devam etmekte olan malpraktis davaları da bu kapsamda değerlendirilecek ve kasıt olmadığı sürece tazminat devlet tarafından ödenecektir. Tıbbi işlem ve uygulamalar sebebiyle idarece ödenen tazminatın ilgili sağlık personeline rücu edilmesi; ancak kasten görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullandığı kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile tespit edilmesi halinde mümkün olabilecek, rücu miktarı sağlık çalışanının kusur oranı gözetilerek belirlenecektir. Kurul üyeleri, rücu konusunda verdikleri kararlar sebebiyle kesinleşmiş yargı kararı olmadığı sürece mali ve idari yönden sorumlu tutulamayacaklardır.

 

Bakan Fahrettin Koca’nın da ifade ettiği üzere, 15 Haziran 2022 tarihli olarak yürürlüğe giren bu yönetmelik ile Türk hekimleri, dünyada benzeri olmayan bir güvenceye kavuşarak, Türk hakimleri gibi korunmuşlardır. Sağlık Hukuku alanında getirilen bu yeni düzenleme ile Dünya genelinde çözüme kavuşturulamayan bu önemli soruna Türk hukuk sistemi ile çözüm üretilmeye çalışılmış ve tüm sağlık çalışanları üzerindeki malpraktis baskısının ortadan kaldırılması hedeflenmiştir.

 

  • Tags : Sağlık personeli , Tıbbi Prosedürler , Tıbbi Uygulamalar , Malpraktis davaları , Tazminat , Türk hekimlerinin güvenliği , Hukuk Müşavirliği

Yorumlar

Yorum Yap

Kısıtlı HTML

  • İzin verilen HTML etiketleri: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.