Tanıma ve Tenfiz
Uluslararası hukuk, devletler arasındaki çıkar çatışmalarını ve anlaşmazlıkları çözmede önemli bir araçtır. Bu nedenle, özel hukuk alanında bazı uluslararası işlemler bulunmaktadır. Tanıma ve tenfiz, yabancı mahkeme kararlarının ulusal hukuk düzeninde nasıl kabul edileceğini belirleyen önemli kavramlardır. Bu yazıda, Türk hukukunda tanıma ve tenfiz kavramlarının işleyişi ve birbirleriyle olan ilişkileri detaylı olarak incelenecektir.
1. Tanıma ve Tenfiz Kavramları
a. Tanıma Nedir?
Tanıma, yabancı bir ülke mahkemesi tarafından verilen bir kararın başka bir ülkenin hukuk düzeninde geçerli olarak kabul edilmesidir. Tanıma, kararın esasına dokunmaz ve sadece kararın geçerliliğinin kabul edilmesi anlamına gelir. Başka bir deyişle, tanıma, yabancı bir mahkeme kararının, örneğin boşanma veya velayet gibi konularda, Türk hukuk sisteminde hukuki bir etki yaratmasına izin verir, ancak bu kararın icra edilmesini sağlamaz.
Örneğin, bir Türk vatandaşı yurt dışında boşanma kararı alırsa, bu kararın sonuçları Türkiye’de tanınırsa geçerli olacaktır. Ancak bu tanıma, kararın kendiliğinden icra edileceği anlamına gelmez.
b. Tenfiz Nedir?
Tenfiz, yabancı bir mahkeme kararının yerel mahkemeler tarafından icra edilebilir hale gelmesidir. Tenfiz, kararın içeriğinin incelenmesini kapsamaz; sadece yabancı mahkeme kararının Türk hukuk düzeniyle uyumlu olup olmadığını kontrol eder. Tenfizden sorumlu mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki yerleşim yerindeki mahkemedir (Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun m.51). Tenfiz talebinde bulunmak için hukuki yararı olan herkes başvuruda bulunabilir (m.52/1). Kanun “hukuki yararı bulunan herkes” ifadesini kullandığı için, yabancı mahkeme kararının tarafı olmayan ancak kararın tanınması veya tenfizi konusunda hukuki yararı bulunan kişiler de başvuruda bulunabilir. Tanıma ve tenfiz talepleri, basit yargılama usulüne tabidir. Basit yargılama usulü, çabuk sonuçlanması gereken, daha kısa inceleme gerektiren ve daha kolay karara bağlanabilecek iş ve davalar için uygulanan hızlı bir usuldür. Buradan, tanıma ve tenfiz davalarının mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasının amaçlandığı sonucuna varabiliriz.
Tenfize örnek olarak, bir yabancı mahkeme tarafından verilen bir ödeme kararının alacaklı lehine Türkiye’de icra edilebilmesi için Türkiye’de tenfizinin gerekli olması verilebilir. Yabancı mahkeme tarafından verilen karar, Türk mahkemeleri tarafından tenfiz edildiğinde, alacaklının Türkiye sınırları içinde hakkını elde etmesi mümkün olur.
Tenfiz talebinden vazgeçilmesi halinde, bu konuda yasal işlem yapılabilir. Ancak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi (ç) bendi uyarınca çekişmesiz yargı kararlarının temyiz edilemeyeceği ifade edildiğinden, tanıma ve tenfiz talepleri için temyiz yolu kapalıdır denilebilir.
Tenfiz talebine eklenecek belgeler, yabancı mahkeme kararının aslı veya onaylı örneği, kararın kesinleştiğini gösteren belge ve kararın çevirisidir.
Kanun, tenfiz için şekli ve maddi şartlar öngörmektedir.
a. Şekli Şartlar:
Yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş bir karar olmalıdır.
Karar, medeni davalarla ilgili olmalı ve karar, o ülke hukukuna göre kesinleşmiş olmalıdır.
b. Maddi Şartlar: (Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun m.54)
Türkiye Cumhuriyeti ile kararın verildiği ülke arasında karşılıklılık esasına dayalı bir anlaşma olmalı veya o devlette Türk mahkemeleri tarafından verilen kararların tenfizine olanak tanıyan bir kanun hükmü ya da uygulama bulunmalıdır.
Karar, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir konuda verilmemiş olmalı ya da davalının itirazı halinde, karar, davayla veya taraflarla gerçek bir ilgisi olmayan bir devlet mahkemesi tarafından verilmemiş olmalıdır.
Hüküm, kamu düzenine açıkça aykırı olmamalıdır.
Hakkında tenfiz talep edilen kişi, kararın verildiği mahkemeye usulüne uygun şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş ya da karar kendisi aleyhine yokluğunda verilmiş ve bu kişi, yukarıda belirtilen durumlardan birine dayanarak Türk mahkemesinde tenfize itiraz etmemiş olmalıdır.
2. Tanıma ve Tenfiz Arasındaki İlişki Nedir?
Tanıma ve tenfiz kavramları eş anlamlı gibi görünse de aslında iki farklı hukuki işlemi ifade eder. Tanıma, yabancı bir mahkeme kararının yalnızca kabul edilmesi ve geçerliliğinin tanınması iken, tenfiz kararın icra edilebilir hale getirilmesidir. Tanıma ve tenfiz arasındaki ilişki şu şekilde özetlenebilir:
a. Tanıma, tenfize göre daha az şart gerektirir ve yabancı mahkeme kararlarının tanınması daha kolaylaştırılmıştır.
b. Tanıma, tenfizin ön şartıdır.
c. Tanımada, kararın kesin hüküm etkisi, kararın verildiği ülkede kesinleştiği anda doğar. Ancak tenfiz, etkilerini ancak tenfiz kararının kesinleşmesiyle doğurur.
d. Tanıma, herhangi bir icra işlemi yapılmasını gerektirmez.
3. Tanıma ve Tenfizi Engelleyen Diğer Sebepler Nelerdir?
Yabancı mahkeme kararına konu olan hususun kısmen ya da tamamen yerine getirilmiş olması, bu yabancı kararın tanınması ve tenfizi için bir engel oluşturur. Ayrıca, bu kararın icrasını engelleyen hukuki sebepler de tanıma ve tenfize engel olabilir.
Tanıma ve tenfiz davaları, özellikle aile hukuku, ticaret hukuku ve alacaklar alanında sıkça gündeme gelir. Örneğin, bir Türk vatandaşı yurt dışında boşanmışsa ve bu karar Türkiye’de tanınmışsa, bu kişi Türk hukukuna göre boşanmış sayılır. Ancak aynı kişi için yurt dışında verilen nafaka kararı Türkiye’de tenfiz edilmemişse, alacaklı kişi Türkiye’de nafaka talebinde bulunamaz.
Başka bir örnek ise, yurt dışında açılan bir dava sonucunda verilen iş sözleşmesine ilişkin mahkeme kararının tenfizidir. Yabancı mahkeme kararı Türkiye’de işçi ya da işverenin haklarına zarar veriyorsa, Türk mahkemesi bu kararı tenfiz etmeyebilir.
Sonuç
Tanıma ve tenfiz, milletlerarası özel hukukta çok önemli iki kavramdır. Tanıma, mahkeme kararının hukuki geçerliliğini kabul ederken; tenfiz, kararın icrasını mümkün kılar. Türk hukukunda her iki işlem de belirli usullere ve şartlara tabi olup, uluslararası uyuşmazlıkların çözümünde önemli rol oynamaktadır. Bu süreçler, hem bireyler hem de tüzel kişiler için yurt dışında haklarını koruyabilmeleri adına önemlidir.