Ana içeriğe atla

Loading...

7223 SAYILI ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE TEKNİK DÜZENLEMELER KANUNU

Ülkemizde Avrupa Birliği mevzuatında yapılan değişikliklere uyum sağlanması ve uygulamada karşılaşılan bazı boşlukların bertaraf edilmesi amacıyla 4703 sayılı “Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun”un (“4703 Sayılı Kanun”) yerine geçmek üzere hazırlanan 7223 sayılı “Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu” (“7223 Sayılı Kanun”) 12 Mart 2020 tarihli 31066 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kanun, yayım tarihinden 1 yıl sonra yani 12 Mart 2021 tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

7223 Sayılı Kanun’un Amacı 

7223 Sayılı Kanun’un ilk maddesinde belirtildiği üzere Kanun’un amacı ürünlerin güvenli ve ilgili teknik düzenlemelere uygun olmasını sağlamak, piyasa gözetimi ve denetiminin esasları ile yetkili kuruluşlar[1]ın görevlerini ve iktisadi işletmeciler[2] ile uygunluk değerlendirme kuruluşlarının yükümlülüklerini belirlemektir. 

 

7223 Sayılı Kanun’un en önemli özelliklerinden birisi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da (“TKHK”) yer alan “güçsüz” konumda olan tüketiciler bakımından “güçlü” konumdaki satıcıya karşı koruyucu düzenlemelerin kapsamının genişletilerek, ürünle ilgili zarara uğrayan tüm gerçek / tüzel kişileri koruyucu nitelikte düzenlemeler getirmesidir. Yazımızın devamında da yer yer açıklandığı üzere, 7223 Sayılı Kanun’da yer alan -tüketici olsun veya olmasın bir üründen kaynaklı olarak zarara uğrayan kişileri- koruyucu düzenlemelerde, zarara sebebiyet veren ürün açısından esas alınan yaklaşım, TKHK’da esas alınan “ayıp” düzenlemesinden oldukça farklıdır. Yani, 7223 Sayılı Kanun’daki düzenlemeler TKHK’daki “ayıp” ve “ayıba karşı sorumluluk” düzenlemeleri ile birebir örtüşmemektedir. 

 

4703 Sayılı Kanun’da; Kanun’un amacı, ürünlerin piyasaya arzı, uygunluk değerlendirmesi, piyasa gözetimi ve denetimi ile bunlarla ilgili olarak yapılacak bildirimlere dair usul ve esasları belirlemek olarak belirlenmiştir. Bu bakımdan yeni düzenlemede kapsamın genişletildiği görülmektedir.

 

7223 Sayılı Kanun Kapsamı ve “Ürün” Kavramı

7223 Sayılı Kanun, piyasaya arz edilmesi hedeflenen, arz edilen, piyasada bulundurulan veya hizmete sunulan tüm ürünleri kapsamaktadır. Avrupa Birliği üyesi ülkelere ihraç edilen veya ihraç edilmesi hedeflenen ürünler bu Kanun kapsamında piyasaya arz edilmiş sayılmıştır. Bir ürüne ilişkin özel bir kanunun bulunması durumunda, 7223 Sayılı Kanun hükümleri ancak bu özel kanunda hüküm bulunmayan hallerde uygulanacaktır. İkinci el ürünler de 7223 Sayılı Kanun kapsamındadır. 

 

Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışındaki ülkelere ihraç edilen veya ihraç edilmesi hedeflenen ürünler Kanun’un kapsamı dışında bırakılmıştır. Ancak bu ürünlerin de güvenli olması, tağşişe konu olmaması ve ürüne ilişkin işaretleme, etiketleme ve belgelendirmenin alıcıyı yanıltmayacak şekilde yapılması zorunlu kılınmıştır. 

 

“Ürün”, Kanun kapsamında “Her türlü madde, müstahzar veya eşya” şeklinde oldukça geniş yorumlanabilecek şekilde tanımlanmıştır. 7223 Sayılı Kanun’a göre ürünler (i) teknik düzenlemelere uygun olmak ve (ii) güvenli olmak zorundadır. 

 

7223 Sayılı Kanun’da karşımıza çıkan kavramlardan birisi de “Riskli / Risk Taşıyan Ürün” kavramı olup, bu kavram “Ürünün kullanım amacı veya kullanım süresi ve uygulanabildiği durumlarda hizmete sunulması, kurulum ve bakım gereklilikleri de dâhil olmak üzere, ürünün normal ve öngörülebilir kullanım koşulları çerçevesinde, ilgili teknik düzenleme ya da genel ürün güvenliği mevzuatı kapsamında korunan insan sağlığı ve güvenliğini, iş yerinde sağlık ve güvenliği, tüketicilerin korunmasını, çevreyi, kamu güvenliğini ve diğer kamu yararlarını, makul ve kabul edilebilir değerlendirilen ölçünün ötesinde olumsuz etkileme olasılığı bulunan ürün” olarak tanımlanmıştır.

 

TKHK’da “ayıplı mal / hizmet” kavramı yer almaktadır ve genel olarak satıcıların ayıplı ürün / hizmetten kaynaklı sorumluluğu düzenlenmiştir. 7223 Sayılı Kanun’da ise “uygun olmayan ürün” kavramı yer almaktadır.   7223 Sayılı Kanun’da “Uygunsuzluk”, ürünün ilgili teknik düzenlemeye veya genel ürün güvenliği gereklerine uygun olmamasını ifade etmektedir. Uygunsuz / risk taşıyan bir ürün var ise, iktisadi işletmeciler ürünü uygun duruma getirmek ve gerektiğinde ürünün piyasaya arzını durdurmak, ürünü piyasadan çekmek veya geri çağırmak için Kanun’da yer alan önlemlerden uygun ve gerekli olanları orantılılık ilkesine riayet ederek zamanında ve etkili olacak şekilde alır. Aksi takdirde yetkili kuruluş, gerektiğinde bir süre sınırı da koyarak iktisadi işletmeciden gerekli önlemleri almasını isteyebilir. İktisadi işletmeciler ürünün risk taşıdığı durumlarda özellikle sağlık ve güvenlik bakımından risk teşkil eden hususlar ile alınan düzeltici önlemler ve sonuçları hakkında ayrıntılı bir şekilde ve ivedilikle yetkili kuruluşu bilgilendirir ve bu önlemler ve ürünün içerdiği riskler hakkındaki bilgileri etkili olacak şekilde duyurur. Alınan diğer önlemlerin riskin ortadan kaldırılmasında yetersiz olması durumunda iktisadi işletmeci, kendiliğinden veya yetkili kuruluşun talebi üzerine ürünü geri çağırır ve ürünü teslim eden nihai kullanıcıya[3](i) Ürünün geri çağrılmasına yol açan sorunun giderilmesi, (ii) Ürünün teslim tarihindeki perakende satış değerinin ödenmesi veya (iii) Ürünün, teknik düzenlemesine uygun, güvenli ve eş değer bir ürünle değiştirilmesi seçeneklerinden en az birini sunar.

 

4703 Sayılı Kanun; ürünlerin piyasaya arz koşullarını, üretici ve dağıtıcıların yükümlülüklerini, uygunluk değerlendirme kuruluşlarını, onaylanmış kuruluşları, piyasa gözetimi ve denetimini, ürünün piyasaya arzının yasaklanmasını, toplatılmasını, bertaraf edilmesini ve bunlarla ilgili olarak yapılacak bildirimleri kapsamaktadır.

 

“Ürün” kavramı “Piyasaya arz edilmesi hedeflenen tüm ürünler” olarak tanımlanmıştır. Piyasaya arz edilecek yeni ürünlerin ilgili teknik düzenlemeye uygun olması zorunluluğu mevcuttur. 

 

Ürünlerin piyasaya arzında üreticilerin ve dağıtıcıların yükümlülüklerine ilişkin hükümlerin, kullanılmış olmakla birlikte değişiklik yapılarak piyasaya tekrar arz edilmesi hedeflenen ürünler ile Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışındaki ülkelerden ithal edilen eski ve kullanılmış ürünlere de uygulanacağı düzenlenmiştir. 

 

Bu bakımdan yeni düzenleme ile Avrupa Birliği’ne uyum süreci doğrultusunda ürün kavramına piyasaya arz edilmesi hedeflenen ürünlere ek olarak piyasaya arz edilen, piyasada bulundurulan veya hizmete sunulan ürünler ile Avrupa Birliği üyesi ülkelere ihraç edilen veya ihraç edilmesi hedeflenen ürünler ile ikinci el ürünler de dahil edildiği görülmektedir. 

 

Sorumluluk 

Uygunsuz/güvensiz ürün ve/veya ürünlerin, bir kişiye veya bir mala zarar vermesi halinde maddi-manevi zarardan sorumluluk ilgili ürünün imalatçısı veya ithalatçısına yüklenmiştir. 

 

İmalatçı veya ithalatçının sorumlu tutulabilmesi için, zarar gören tarafın uğradığı zararı ve uygunsuzluk ile zarar arasındaki nedensellik bağını ispat etmesi zorunludur. Ürünün sebep olduğu zarardan birden fazla imalatçı veya ithalatçının sorumlu olması halinde, bunlar müteselsilen sorumlu tutulurlar.  İmalatçı veya ithalatçıyı üründen kaynaklanan tazminat sorumluluğundan kurtaran ya da bu sorumluluğu azaltan sözleşmelerin ilgili maddeleri hükümsüzdür.

 

Zararın, üründeki uygunsuzluğun yanı sıra üçüncü bir kişinin fiili veya ihmalinden kaynaklanmış olması imalatçı veya ithalatçının tazminat sorumluluğunu azaltmaz. Ancak, imalatçı veya ithalatçının üçüncü kişiye rücu hakkı saklıdır.

 

7223 Sayılı Kanun kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen imalatçı veya ithalatçılar bakımından 50.000 TL’den 500.000 TL’ye kadar para cezaları uygulanabilmektedir. Bunun yanında dağıtıcılar[4], uygunluk değerlendirme kuruluşları gibi aktörler bakımından da çeşitli cezalar öngörülmüştür.

 

İmalatçı veya ithalatçı; (i) Ürünü piyasaya kendisinin arz etmediğini, (ii) Uygunsuzluğun dağıtıcının veya üçüncü bir tarafın ürüne müdahalesinden veya kullanıcıdan kaynaklandığını, (iii) Üründeki uygunsuzluğun, teknik düzenlemelere veya diğer zorunlu teknik kurallara uygun olarak üretilmesinden kaynaklandığını ispatlar ise sorumluluktan kurtulabilmektedir.

 

4703 Sayılı Kanun’da sorumluluk hükümleri yeni düzenlemelerden farklı olarak “Üretici” ve “Dağıtıcı” üzerinde toplanmaktadır.   “Üretici” kavramı bu kanunda “Bir ürünü üreten, imal eden, ıslah eden veya ürüne adını, ticarî markasını veya ayırt edici işaretini koymak suretiyle kendini üretici olarak tanıtan gerçek veya tüzel kişi; üreticinin Türkiye dışında olması halinde, üretici tarafından yetkilendirilen temsilciyi ve/veya ithalatçıyı; ayrıca, ürünün tedarik zincirinde yer alan ve faaliyetleri ürünün güvenliğine ilişkin özelliklerini etkileyen gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Üretici, piyasaya sadece güvenli ürünleri arz etmek zorundadır.   “Dağıtıcı” kavramı ise “Ürünün tedarik zincirinde yer alan ve faaliyetleri ürünün güvenliğine ilişkin özelliklerini etkilemeyen gerçek veya tüzel kişi”olarak tanımlanmıştır. Dağıtıcılar da sahip olduğu bilgiler çerçevesinde, güvenli olmadığını bildiği ürünleri piyasaya arz edemez ve teknik düzenlemelerle kendilerine getirilen yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır.   Genel olarak bu düzenlemeler çerçevesinde Üretici ve / veya Dağıtıcı bakımından 2 bin TL’den 50 bin TL’ye kadar değişen tutarlarda cezalar uygulanabilmektedir. Bunun yanında uygunluk değerlendirme kuruluşları için de cezalar öngörülmüştür.   Üretici, (i) güvenli olmadığı tespit edilen ürünün kendisi tarafından piyasaya arz edilmediğini veya (ii) ürünün güvenli olmaması halinin ilgili teknik düzenlemeye uygunluktan kaynaklandığını ispatladığı takdirde sorumluluktan kurtulabilmektedir. __ 7223 Sayılı Kanun ile getirilen en önemli düzenlemelerden birisi, Kanun kapsamına “üründen kaynaklı zararlar”ın alınması ve bu zararlardan sorumluluk esaslarının belirlenmiş olmasıdır. Ayrıca yeni düzenleme ile kanunda yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi bakımından daha caydırıcı cezaların getirildiği, sorumluluktan kurtulabilme imkanlarının ise genişletildiği anlaşılmaktadır. 

 

7223 Sayılı Kanun’a Genel Bakış

  • İmalatçı, ithalatçı, yetkili temsilci ve dağıtıcıların yükümlülükleri, sorumlulukları ve aykırılık durumunda tabi tutulacakları yaptırımlar ayrı ayrı belirlenmiştir. Yani, 4703 Sayılı Kanun’dan farklı olarak “ürün güvenliği” ve “ürün sorumluluğu” birlikte düzenlenmiştir. Ürünlerin imalatından piyasada bulundurulmasına veya hizmete sunulmasına ilişkin sorumluluğu olan tüm gerçek ve tüzel kişiler için “iktisadi işletme” adı altında birlikte ve ayrı ayrı düzenlemeler yapılmıştır. 
  • Ürün sorumluluğu tazminatı getirilmek suretiyle, güvenli olmayan bir ürünün sebep olduğu zararlardan dolayı imalatçı/ithalatçı tazminat ödemekle yükümlü kılınmıştır.
  • Güvensiz, tağşiş yapılmış, son kullanma tarihi geçmiş ürün ihracı yasaklanmış, bu tür ürün ihraç eden firmalara cezalar getirilmiştir.
  • E-ticaret 7223 Sayılı Kanun kapsamına alınmış, uygunsuz/güvensiz ürünün satışına aracılık eden internet, radyo veya televizyon firmalarına da cezalar uygulanabilir hale getirilmiştir. 
  • Güvensiz ürünün asıl sorumlusunun bulunması amacıyla “izlenebilirlik” düzenlemesi getirilmiş, (imalatçı, satıcı dahil) bütün iktisadi işletmecilere ürünü kimden aldığını ve (mümkün olduğu hallerde) kime sattığını beyan zorunluluğu getirilmiştir. Bununla birlikte kayıt dışı üretimin önlenmesi ve güvenli/teknik düzenlemeye uygun ürün kullanımının üst seviyeye çıkarılması bakımından mevcut düzenlemelerin kapsamı oldukça genişletilmiştir.
  • Geri çağırma müessesesi zorunlu hale getirilerek, iktisadi işletmecilere bütün güvensiz ürünleri toplatma mecburiyeti getirilmiştir. 
  • Ürünler bakımından zorunlu uygunluk değerlendirme işlemlerinin tamamlanması ve olumlu sonuçlanması zorunluluğu ve esasları ile test/belgelendirme kuruluşlarının ilgili Bakanlık’a karşı sorumlulukları belirlenmiştir.
  • Yetkili kuruluşların denetim usul ve esaslarına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

 

Son olarak teknik düzenlemelerin hazırlanmasına ilişkin usul ve esaslar ile Avrupa Birliği teknik mevzuatını uyumlaştırmak ve piyasa gözetimi ve denetimi yapmakla yetkili kuruluşların belirlenmesine ilişkin usul ve esaslara dair düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, 4703 sayılı Kanun’un 14. maddesinde belirtilen uygulama mevzuatı ile 4703 sayılı Kanuna dayanılarak yürürlüğe konulan teknik düzenlemelerin 7223 Sayılı Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği ve Cumhurbaşkanınca yeni bir karar yürürlüğe konuluncaya kadar, dış ticarete konu ürünlerin uygunluk denetimlerine ilişkin 28/1/2013 tarihli ve 2013/4284 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Teknik Düzenlemeler Rejimi Kararı hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı belirtilmiştir.

 

Türkiye’de bu zamana kadar ilgili düzenlemelerine uygun olmayan pek çok ürün tespit edilerek, mevcut yasal düzenlemeler kapsamında gerekli önlemler alınmıştır. Örnek olarak; yaralanma riski taşıdığı gerekçesi ile “Azami Kütlesi 10 Tonu Aşan Araçlar” kategorisine giren bir markaya ait römorklar “Piyasaya Arzın Yasaklanması ve Toplatma” önlemi alınarak 03.10.2016 tarihinde piyasadan toplatılmıştır. Benzer bir şekilde, ürünün fiziksel ve mekanik özellikler bakımından ilgili tebliğin temel gereklerini karşılayamadığı gerekçesi ile “güvensiz” olduğu ve kesik, yaralanma gibi riskleri taşıdığı kanaatine varılan bir markaya ait tekerlekli çocuk arabaları 26.02.2019 tarihinde “Piyasaya Arzın Yasaklanması ve Toplatma” önlemi alınarak toplatılmıştır. __ 7223 Sayılı Kanun ile genişleyen ürün ve üründen sorumluluk kavramı ile, bu örneklerin çoğalacağı ve alınan önlemler ve uygulanan para cezalarının yanı sıra ürünün sebep olduğu zarardan tazminat sorumluluğunun da beraberinde bu konuyla ilgili uyuşmazlıkları getireceği aşikardır.

 

AVRUPA BİRLİĞİ’NDE MEVCUT DÜZENLEMELER VE DEĞERLENDİRME

7223 Sayılı Kanun’un gerekçesinde; Avrupa Birliği mevzuatındaki gelişmeler ve uygulamada mevcut talep ve boşluklar neticesinde, nihai kullanıcıların elinde bulunan ürünlerin güvenli olmaması durumunda söz konusu ürünlerin geri çağırılması, uygun olmayan ürünlerin sorumlularının bulunmasını teminen iktisadi işletmecilerin izlenebilirliği, e-ticarette piyasa gözetimi ve denetimi, ürün sorumluluğu tazminatı hususlarının düzenlenmesi gerektiği kanaatine varıldığı ifade edilmiştir. Avrupa Birliği’nde ise genel olarak “Ürün Güvenliği” ve “Ayıplı Üründen Sorumluluk” ayrı ayrı düzenlenmiştir. 

 

Genel ürün güveliğine ilişkin uygulanan 2001/95/EC sayılı Direktif (“GPSD”), sektör temelli AB uyum mevzuatı kapsamında yer almayan tüketici ürünlerine ilişkin AB genelinde yüksek ürün güvenliği koruması sağlamayı amaçlamaktadır. GPSD bazı açılardan, sektöre ilişkin mevzuat hükümlerini de tamamlamaktadır. GPSD’nin esas hükmü şudur: İmalatçılar yalnızca güvenli ürünleri piyasaya arz etmekle yükümlüdür.

 

Tüketici ürünlerinde ayıplı üründen tazminat sorumluluğuna dair ise 85/374/EEC sayılı Direktif mevcuttur. Bu Direktifte yer alan ayıplı üründen sorumluluğa dair hükümler, üreticinin kusurlu davranışını değil, ürünün ayıplı olmasını esas almakta olup, ayıplı bir ürünün neden olduğu zararların tazminini amaçlamaktadır. 

 

4077 sayılı TKHK (“eTKHK”) ilgili hükümlerine dayanılarak 13.06.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Ayıplı Malın Neden Olduğu Zararlardan Sorumluluk Hakkında Yönetmelik” (“Yönetmelik”) ülkemizde tüketicinin korunmasına yönelik ayıba dair mevcut düzenlemelerin uygulanabilmesi ve 85/374 sayılı Direktif’in iç hukuka uyumlandırılması mantığıyla hazırlanmıştır ve genel olarak İmalatçı / Üretici’nin ayıplı maldan sorumluluğu düzenlenmiştir. Yönetmelik’te ayıp kavramı, 85/374 sayılı Direktif’e uygun şekilde “güvenli olmayan ürün” esasından hareket edilerek düzenlenmesine rağmen, dayanak kanundaki (“eTKHK”) ayıp kavramı göz ardı edilerek; yönetmelik ve kanun arasında farklı bir ayıp kavramının ortaya çıkmasına sebep olunmuştur. Bu durum ise mevcut düzenlemeler arasında çelişki oluşturmuştur.

 

TKHK Geçici Madde-1’de, yeni yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, yürürlükten kaldırılan eTKHK’ya dayanılarak çıkartılan yönetmelik ve diğer mevzuatın TKHK’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği belirtilmiştir. Ancak TKHK’dan sonra ayıba ilişkin sorumluluğu düzenleyen başka bir yönetmelik çıkartılmamıştır. Bu durumda Yönetmelik’in yeni kanuna aykırı olmayan düzenlemelerinin yürürlükte kalacağı sonucuna ulaşılsa dahi, devam koşulu “kanuna aykırı olmamak” olduğundan, Yönetmelik’teki ayıp kavramının, TKHK ile örtüşmemesi sebebiyle, artık hukuk aleminde olmadığını söyleyebiliriz. Bir an için Yönetmelik uygulanmaya devam edeceği düşünülse bile; Yönetmelik eTKHK için çıktığından, kanundan farklı / kanuna aykırı bir ayıp kavramı içerdiği göz önüne alınarak, buna ilişkin Yönetmelik değil kanun hükümlerinin uygulama alanı bulacağı da tartışmasız olsa gerekir.

 

7223 Sayılı Kanun’un ürün sorumluluğu tazminatını düzenleyen 6. maddesinin gerekçesinde de 85/374/EEC sayılı Direktif’e atıf yapılmıştır. Ancak yukarıda da açıklandığı üzere 7223 Sayılı Kanun’da ayıplı ürün ifadesi kullanılmamaktadır. Bu bakımdan, atıf yapılan 85/374/EEC sayılı Direktif’te ayıplı malın neden olduğu zararlar açısından öngörülen ayıp kavramı, Türk Borçlar Kanunu’nda satıcının alıcıya ve TKHK’da satıcının tüketiciye karşı sorumlu olduğu ayıp kavramından farklıdır.

 

85/374/EEC sayılı Direktifteayıp kavramı, ürünün güvenli olup olmadığından hareket edilerek belirlenmeye çalışılmıştır. Belirlemede kullanılan alan kıstaslar genel olarak “bir kimsenin o maldan haklı olarak bekleyebileceği güvenliği sağlamayan mal” tanımı altında toplanmaktadır. TKHK’de ise ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. 7223 Sayılı Kanun’da ise ayıp kavramından farklı olarak kullanılan “uygunsuzluk” kavramı, ürünün ilgili teknik düzenlemeye veya genel ürün güvenliği mevzuatına uygun olmama halini kapsamaktadır. 7223 Sayılı Kanun gerekçesinde, ürün sorumluluğu bakımından da “uygunsuz üründen kaynaklı tazminat” ifadesi kullanılmıştır. Dolayısıyla görülmektedir ki, hem 85/374/EEC sayılı Direktiften hem TKHK’den daha farklı bir yaklaşım benimsenmiştir. 

 

Sorumluluk açısından ise 85/374/EEC sayılı Direktif’e göre üretici, üründen kaynaklı zararlardan, tüketici sıfatını taşısın veya taşımasın üçüncü kişilere karşı sorumludur. Yönetmelik’te de buna paralel bir düzenleme yer almaktadır. TKHK’da ise, tüketici sıfatını taşımayan üçüncü kişilerin uğradıkları zararlardan sorumluluk söz konusu değildir ancak sözleşmenin tarafı olan tüketici, bedensel bütünlüğüne ya da mallarına gelen zararlardan, üreticiyi sorumlu tutabilmektedir. 7223 Sayılı Kanun’da ürünün, bir kişiye veya bir mala zarar vermesi halinde, bu ürünün imalatçısı veya ithalatçısı zararı gidermekle yükümlü tutulmuştur. Hepsi bakımından ortak noktalardan biri, zarar bakımından maddi-manevi zarar ayrımı yapılmamış olmasıdır.

 

Bu durumda, mevcut düzenlemelerde ayıplı ürün, güvenli olmayan ürün ve uygunsuz ürün şeklinde farklı kavramlarla ve bu kavramlara bağlı farklı sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Birbiri ile tam olarak örtüşmeyen ancak benzeyen bu kavramların uygulamada anlam ve kavram karmaşası yaratabileceği, 7223 Sayılı Kanun’a bağlı çıkarılacak ikincil mevzuat ile bu karmaşanın giderilebileceği, aynı zamanda 12.03.2021 tarihi itibarıyla yeni düzenlemeler uygulamaya başlandıktan sonra çıkacak uyuşmazlıkların da bu anlamda şekillendirici olacağı düşünülmektedir. 

 

[1] Yetkili Kuruluş: Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeleri hazırlayan, yürüten veya ürünleri denetleyen kamu kuruluşu (7223 SK m.3 / (1). ş)

[2] İktisadi İşletmeci: İmalatçı, yetkili temsilci, ithalatçı, dağıtıcı veya ilgili teknik düzenleme kapsamında ürünlerin imalatına, piyasada bulundurulmasına veya hizmete sunulmasına ilişkin sorumluluğu olan diğer gerçek veya tüzel kişiler (7223 SK m.3 / (1). f)

[3] Nihai Kullanıcı: Bir ürünü ticaret, iş, zanaat ve mesleki faaliyetler dışında tüketici olarak ya da sanayi veya mesleki faaliyeti için elinde bulunduran, Türkiye’de yerleşik veya ikamet eden gerçek ya da tüzel kişi (7223 SK m.3 / (1). h)

[4] Dağıtıcı: Ürünü tedarik zincirinde yer alarak piyasada bulunduran, imalatçı veya ithalatçı dışındaki gerçek veya tüzel kişi (7223 SK m.3 / (1). ç)

0 Yorumlar

Yorum Yap

Kısıtlı HTML

  • İzin verilen HTML etiketleri: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.