Ana içeriğe atla

Loading...

REKABET KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK

Rekabet Hukuku piyasanın etkin işlemesini sağlamak, tekelleşmeyi önlemek ve ekonomik özgürlüğün önündeki engelleri kaldırarak piyasada rekabetin gelişmesini sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştır. Bugün ülkemizde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile sayılan hususlar korunmaya çalışılmaktadır. 16 Haziran 2020 tarihinde Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi mecliste kabul edilmiş ve yasalaşmıştır. 

 

Değişiklikle taahhüt ve uzlaşma gibi kavramlar Rekabet Hukuku’na kazandırılırken rekabetin ihlali konusunda şirketler nezdinde “kendi kendine değerlendirme” yöntemi netleştirilmeye çalışılmış, rekabetin önemli ölçüde azaltılması testine geçilerek birleşme ve devralmalarda etkilerin daha sağlıklı değerlendirilebilmesi mümkün kılınmaya çalışılmıştır. Kanun koyucu teklifin içeriğinde AB mevzuatıyla uyumlu değişiklikler olduğunu ifade etmiştir. (Avrupa Birliği mevzuatında yer alan yapısal tedbirlerin uygulanmasına ilişkin yetki açıkça belirtilmek suretiyle, rekabet ihlalleriyle etkili mücadele bakımından Rekabet Kurulu önemli bir araca kavuşturulmakta ve yerinde inceleme yetkisinin kapsamı daha da netleştirilmektedir).

 

Yasalaşan teklif son halini aldıktan sonra eleştirilere yol açmıştır. Bu eleştirilerden biri ve hatta en önemlisi Rekabet Kurulu’nun mülkiyet hakkını ihlal eden yetkilerle donatılma iddiasıdır. Kanun teklifinde muhalefet şerhinde ve basın yayın organlarında kanun teklifi uzmanlarca değerlendirilirken şahit olabileceğimiz bu iddia teklifin 3. maddesinde yer alan ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Kanun’un 9. maddesini değiştiren aşağıdaki ifadelerdir:

 

“… Kanunun 4üncü, 6ncı veya 7nci maddelerinin ihlal edildiğini tespit ederse, ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine rekabetin tesisi için yerine getirilmesi ya da kaçınılması gereken davranışları ve teşebbüslerin belirli faaliyetlerini yahut ortaklık paylarını ya da malvarlıklarını devretmeleri şeklindeki yapısal tedbirleri nihai kararında bildirir.’’ ifadeleridir.

 

Bu iddialara cevap olarak yapısal tedbir konusuna ilişkin düzenlemelerin Avrupa Komisyonunun (1/2003) sayılı Tüzüğü’nün 7’nci maddesine uygun olarak düzenlendiği ifade edilmiş ve   aynı maddede yapısal tedbirlerin ancak eş etkililikte davranışsal tedbirlerin bulunmaması ya da eş etkililikteki davranışsal tedbirin ilgili teşebbüse daha fazla yük getirdiği hâllerde uygulanabileceği eklenmiştir. Ayrıca komisyonda Rekabet Kurulu Başkanı Birol Köse Anayasanın 35. maddesi olan Mülkiyet Hakkı’na dair bir aykırılığın bulunmadığını, re’sen tespit yahut şikayet üzerine başlatılan inceleme sonucunda ihlallerin giderilmesine ilişkin davranışsal tedbirler uygulandığını, bu işlemlerin bir buçuk sene sürebileceğini ve davranışsal tedbirlere uyulmadığı şikayeti yahut tespiti üzerine yapılan incelemenin üç buçuk-dört yıl sürebileceğini, bu süre içerisinde aykırılıkların ve ihlallerin giderilebileceğini, nihai kararın sonunda ihlallerin giderilmesi için altı ay süre verileceği, yaklaşık beş yıl süren bu sürecin sonunda mülkiyet hakkına ilişkin herhangi bir müdahalede bulunulmasının mümkün olmadığını, aykırılık ve ihlaller giderilmezse o tarihten itibaren günlük cironun on binde beşi oranında idari para cezası uygulanabileceğini ifade etmiştir. 

 

Bahsedilen Avrupa Komisyonunun (1/2003) sayılı Tüzüğü’nün 7’nci maddesi şu şekildedir: 

 

İhlalin Bulunması ve Sona Erdirilmesi

1. Bir şikayette veya re’sen hareket eden Komisyonun, Antlaşma’nın 81. veya 82.  maddelerinin ihlal edildiğini tespit etmesi durumunda, ilgili teşebbüslerin ve teşebbüs birliklerinin ihlale son vermesine dair karar verebilir. Bu amaçla, işlenen ihlalle orantılı olan ve ihlalin etkili bir şekilde sona erdirilmesi için gerekli olan her türlü davranışsal veya yapısal çözümü uygulayabilir. Yapısal çözümler sadece eşit derecede etkili davranışsal çözüm bulunmadığında ya da eşit derecede etkili davranışsal çözümlemenin ilgili girişim için yapısal çözümden daha külfetli olduğu durumlarda uygulanabilir. Komisyonun bunu yapmakla meşru bir menfaati varsa, geçmişte bir ihlal gerçekleştirildiğini de tespit edebilir.

2. Paragraf 1’in amaçları doğrultusunda şikayette bulunma hakkına sahip olanlar, meşru menfaat gösterebilecek gerçek veya tüzel kişiler ve Üye Devletlerdir.

Mevcut durumda Rekabet Kurulu’na mülkiyet hakkını ihlal edebilecek bir yetki verildiği iddiası Kanunun lafzına dayanılarak yapılmış ciddi bir yorum olmakla birlikte makul bir endişe olmaktan öteye geçememiştir. Bu bağlamda üyelerin tamamının Cumhurbaşkanı tarafından atanması ve bu kurula verilen yetkilerde mülkiyet hakkına ilişkin tartışmalı hükümler bulunması yerli ve yabancı yatırımcının endişe etmesine sebep olacaktır. Teklife ayrıca kişisel verilerin korunması, yargı yoluna başvurulması halinde oluşabilecek belirsizlikler ve Kurul’a yapılan başvurular bakımından karar için kesin süre tanınması gibi eleştiriler de yapılmıştır. Yapılan eleştirilerde hiçbir AB ülkesinde bu tür yapısal tedbirlerin söz konusu olmadığına da değinilmiştir.

 

KAYNAKÇA

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/HTML/?uri=CELEX:32003R0001&from=en

https://ec.europa.eu/dgs/competition/economist/merger_control_test.pdf

https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem27/yil01/ss215.pdf

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=4054&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

0 Yorumlar

Yorum Yap

Kısıtlı HTML

  • İzin verilen HTML etiketleri: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.