Ana içeriğe atla

Loading...

KAMU GÖREVİNE GİRİŞTE GÜVENLİK SORUŞTURMASI VE ARŞİV ARAŞTIRMASI YETKİSİ VEREN KURALININ ANAYASAYA AYKIRILIĞINA DAİR ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Kararın Konusu

 

Anayasa Mahkemesi 19.02.2020 tarihli 2018/163E. , 2020/13K. numaralı kararında; 7148 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile Baz Kanunlarda Değişik Yapılması Hakkında Kanun’un 29. maddesi ile 4045 sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesi Kanunu’nun 1. Maddesi’ne eklenen ikinci fıkrası ile kamu otoritelerine kamu görevine başvurularda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapma yetkisi veren hükmün Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasını incelemiştir. 

 

Başvurucular, iptal isteminin gerekçesi olarak eklenen hükmün kamu görevine girmek isteyen kişinin kişisel verilerine sınırsız erişim, veri toplama, sınıflandırma, işleme ve değerlendirme imkanı verdiğini, kamu hizmetine girme hakkına öngörülemez bir sınırlama getirdiğini ve kişisel veri niteliğindeki bilginin teminine, kullanılabilmesine, işlenebilmesine, bilgiye ulaşılabilmesine, bilginin saklanmasına, temin gerekçesine, bilgi silinmesi/değiştirilmesine, bilginin kötüye kullanımın engellenmesine ilişkin güvence içermesi ve hukuki belirliliğe sahip olması gerektiğini belirtmiş ve hükmün anayasa aykırı olduğunu iddia etmiştir. Karara konu fıkra aşağıdaki şekildedir:

 

“Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları arşivlerinden ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden bilgi ve belge almaya, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171’inci maddesi beşinci ve 231’inci maddesinin on üçüncü  fıkraları kapsamında tutulan kayıtlara ulaşmaya, Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturma sonuçlarını, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar ile kesinleşmiş mahkeme kararlarını almaya yetkilidir.”

 

Esasa İlişkin İnceleme

 

Anayasa Mahkemesi öncelikle yaptığı incelemede eklenen hükümde bahsi geçen CMK’nın 171’inci maddesinin cumhuriyet savcısının kamu davası açmadaki takdir yetkisine, kamu davası açılmasını ertelemeye karar verebilmesine ilişkin olduğunu ve kamu davasını ertelemeye ilişkin kararların bir sisteme kaydedildiğini açıklamış ve bu sistemden bilgi talebinin bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında savcı, hakim veya mahkeme tarafından yapılabileceğini belirtmiştir. Yine CMK’nın 231. Maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar verilebileceğini, bu durumda bu kararların da bir sisteme kaydedildiğini ve yine bu sistemden bilginin bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında savcı, hakim veya mahkeme tarafından talep edilebileceğini ve bu bilgilerin bu amaç dışında kullanılamayacağını belirtmiştir.

 

Anayasa Mahkemesi konuya ilişkin incelemeyi Anayasa’nın 13. ve 20. maddesi kapsamında yapmıştır. Anayasa m.20 uyarınca herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir ve bunların gizliliğine dokunulamaz. Bu maddenin son fıkrası uyarınca “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.” Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği üzere “Kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı, insan onurunun korunması ve kişiliği serbestçe geliştirebilmesi hakkının özel bir biçimi olarak bireyin hak ve özgürlüklerini kişisel verilerin işlenmesi sırasında korumayı amaçlamaktadır.” 

 

Anayasa Mahkemesi yerleşik içtihatlarında kişisel veriyi “…adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgiler değil; telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, IP adresi, e-posta adresi, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunulan kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri, sağlık bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm veriler…” şeklinde tanımlamaktadır. Bu kapsamda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucu elde edilecek verilerin kişisel veri olduğu ve bu kayıtlara ulaşma ve bu kayıtları inceleme imkanı verdiği düşünüldüğünde eklenen hükmün kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sınırlama getirdiği açıktır.

 

Anayasa Mahkemesi; kararında Anayasa m.13’ün, temel hak ve özgürlüklerin sadece kanun ile sınırlandırılabileceğini düzenlediğini, temel hak ve özgürlükleri sınırlayan kanuni düzenlemelerin Anayasa madde 2 uyarınca da kişiler ve idare yönünden herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması gerektiğini ve bunun yanında kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerektiğini belirtmiştir. Bu hususlar hukuki güvenliğin sağlanması bakımından da zorunlu faktörlerdir. Bu kapsamda kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkını sınırlayacak kanuni düzenlemenin sadece şeklen var olmaması, belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir olması gerekmektedir.

 

Anayasa madde 129 ise memurlar ve kamu görevlilerinin anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunma yükümlülüğüne ilişkindir ve kanun koyucuya kamu görevinde çalışacak kişiler için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması bakımından düzenlemeler getirme takdirini tanımaktadır. Ancak, Anayasa Mahkemesi, kararında bu düzenlemelerin kamu makamlarına hangi koşullarda ve hangi sınırlar içinde tedbirler uygulama ve özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkına yönelik müdahalelerde bulunma yetkisi verildiğini yeterince açık olarak göstermesi ve muhtemel kötüye kullanımlara karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerektiğini belirtmiş ve incelemeye konu kararda bu hususlara ilişkin herhangi bir düzenleme yer almadığını, keyfiliği engelleyici belirli ve öngörülebilir kanuni güvenceler belirtilmeksizin yetki verilmiş olduğunu ifade etmiştir. 

 

Açıklanan sebeplerle Anayasa Mahkemesi kuralın Anayasa m.13 ve 20’ye aykırılık teşkil ettiği ve iptalinin gerektiği değerlendirilmiş ve hükmün İPTALİNE karar vermiştir.

0 Yorumlar

Yorum Yap

Kısıtlı HTML

  • İzin verilen HTML etiketleri: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.