Ana içeriğe atla

Loading...

COVID-19 VİRÜSÜ’NÜN GIDA SEKTÖRÜNE ETKİSİ

Korona Virüs (COVID-19) dünyada çok sayıda insana bulaşan, hızla yayılan ve ülkemizde de olumsuz etkilerini gösteren solunum yolu bulaşıcı hastalığıdır. Hastalık yüksek riski nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü tarafından “pandemi” olarak kayıtlara geçmiştir. Virüsün yarattığı tehlike çeşitli sektörleri etkilemiş olup, Devlet tarafından birtakım düzenlemeler yapılmıştır. Etkilenen sektörlerden birisi de “Gıda” sektörü olup, bu hususa ilişkin incelemelerimizi dikkatinize sunarız.

Gıda sektörü açısından en önemli husus; bu sektörün birebir yiyecek ve insanla ile ilintili olmasıdır. Bu nedenle de gıda sektörü en sert darbeyi alan sektörler arasında girmektedir. Virüsün küresel çapta yayılmasıyla birlikte ilk olarak dünyaca ünlü yeme-içme zincirleri tarafından işletmeleri ile ilgili olarak tedbirler alınmaya başlanmışlardır.

Bu kapsamda, İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan muhtelif genelgelerle; gece kulüpleri, bar, pavyon, diskotek, tiyatro, sinema, gösteri merkezi, konser salonu, nişan/düğün salonu, çalgılı/müzikli lokanta/kafe, gazino, birahane, taverna, kahvehane, kıraathane, kafeterya, kır bahçesi, nargile salonu, nargile kafe, internet salonu, internet kafe, her türlü oyun salonları, her türlü kapalı çocuk oyun alanları (AVM ve lokanta içindekiler dahil), çay bahçesi, dernek lokalleri, lunapark, yüzme havuzu, hamam, sauna, kaplıca, masaj salonu, SPA ve spor merkezleri ile berber, kuaför, güzellik merkezlerinin faaliyetleri geçici süreliğine durdurulmuştur.

Genelge’nin yayımlanmasıyla birlikte işletmelerin çoğu faaliyetlerine “geçici süre” ara vermiş bulunmaktadır. Şuan işletmeler ikinci bir karar alınana kadar faaliyetlerine sadece “paket servis” olarak devam etmektedir.

Ayrıca gıda işletmelerine giriş yapacak kişilerin işletme kapısından geçerken ivedilikle kendilerini dezenfekte etmeleri gerekmektedir. Zira, tüm işverenler açısından gıda hijyeni ciddi önem arz etmektedir. Gıda Hijyeni Yönetmeliği’nin 4. Maddesinde gıda hijyeni kavramı tanımlanmıştır.
-“Gıda hijyeni: Tehlikenin kontrol altına alınması ve gıdaların kullanım amacı dikkate alınarak, insan tüketimine uygunluğunun sağlanması için gerekli her türlü önlem ve koşulları ifade eder.”

Yine aynı yönetmeliğin 5. maddesinde gıda işletmecilerinin genel sorumlulukları düzenlenmiştir.
-“Gıda işletmecisi, kontrolü altındaki üretim, işleme ve dağıtım aşamalarının tümünün bu Yönetmelikte belirtilen ilgili hijyen gerekliliklerinin sağlanmasından sorumludur.”

Ayrıca, açıklanan Ekonomik Kalkınma Paketi kapsamında Devlet tarafından 100 Milyar Liralık bütçe ayrılmıştır. Bu bütçe ile hedeflenen Türk ekonomisinin korunmasıdır. Ek olarak Hazine Bakanlığı tarafından “Mücbir Sebep Halinden Faydalanacak Sektörler” belirtilmiş olup, gıda sektörü de bu kapsamda yer almaktadır.

Mücbir Sebep

Mücbir sebep; hukukta görevin, taahhüdün ve sorumluluğun yerine getirilmesine engel teşkil edebilecek nitelikte bulunan ölüm, iflas, hastalık, tutukluluk ve buna benzer hallerdir. Mücbir sebepten bahsedebilmek için; olayın tarafların kontrolü dışında gerçekleşmesihukuki ilişkinin kurulduğu tarihte mücbir sebebin öngörülemeyecek olması veya olay öngörülse dahi, olayın somut etkisinin bu denli büyük olacağının öngörülememesi, alınan tüm önlemlere rağmen mücbir sebebin sözleşmenin ifasını imkansız hale getirmesinin önlenememesi ve sözleşmede somut olayın mücbir sebep olarak

COVID-19 VİRÜSÜ’NÜN GIDA SEKTÖRÜNE ETKİSİ COVID-19 VİRÜSÜ’NÜN GIDA SEKTÖRÜNE ETKİSİ2

Bakanlık tarafından yapılan düzenlemeler ile birlikte vatandaşların Covid-19 virüsü sebebiyle uğradıkları zararın giderilmesi amaçlanmaktadır.

Mücbir Sebep Halinin Vergisel Etkisi

COVID-19 salgını kapsamında belirlenmiş sektörlerde faaliyet gösteren mükelleflerin; Vergi Usul Kanunu’nun mücbir sebep hükümlerinden yararlandırılması hakkındaki açıklamalara 518 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde yer verilmişti. Buna göre, belirlenen sektörlerde faaliyet gösteren mükelleflerin 01.04.2020 – 30.06.2020 (bu tarihler dâhil) tarihleri arasında mücbir sebep halinde olduğunun kabul edilmesi uygun bulunmuştur. Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “Kısmi Tevkifatın Mahiyeti ve Tevkifat Uygulayacak Alıcılar” başlıklı (I/C-2.1.3.1) numaralı bölümünde; “213 sayılı Kanuna göre, mücbir sebebin başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar geçen sürede, mücbir sebepten yararlanan mükelleflerin vergi ödevleri ertelenmektedir. Bu kapsamda beyanname verme yükümlülükleri ileri tarihe ertelenen mükelleflerin, mücbir sebep halinde bulunduğu süre içerisinde kısmi tevkifat kapsamındaki alımlarında tevkifat uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır. Yukarıdaki açıklamalar kapsamında, mücbir sebep halinde olduğu kabul edilen mükelleflerin kısmi tevkifata tabi alımları için bu süreler içerisinde (01.04.2020 ila 30.06.2020) düzenlenecek faturalarda KDV tevkifatı uygulanmaması gerekmektedir.

Mücbir Sebebin İşletmelerin Sözleşmelerine Etkisi

İlk olarak belirtmek gerekir ki, mücbir sebep her somut olaya göre ayrı ayrı değerlendirilmektedir.

Ayrıca Yargıtay tarafından da mücbir sebep teşkil eden olayın ülke genelinde etkili olup olmadığı, benzer hukuki ilişkilere ne şekilde etkisi olduğu ve tarafların tacir olup olmadığı gibi kriterler değerlendirmeye alınmaktadır.

Mücbir sebep durumunun ortaya çıkması halinde T.B.K. 136. maddesinde yer alan ifa imkansızlığı’na ilişkin hükümler uygulama alanı bulmaktadır.

-MADDE 136- Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.

Mücbir Sebebin İşletmelerin Kira Durumuna Etkisi

7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 26.03.2020 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanmıştır.

İlgili kanuna eklenen geçici 2. madde uyarınca;
-“1/3/2020 tarihinden 30/6/2020 tarihine kadar işleyecek iş yeri kira bedelinin ödenememesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmaz.”

Belirtmek isteriz ki, bahse konu hüküm, çatılı-çatısız işyeri ayrımı olmaksızın bütün işyeri kira sözleşmelerinde uygulama alanı bulacaktır. İşyeri kira sözleşmeleri haricinde kalan diğer kira sözleşmelerinde kira bedelinin belirlenen süre içinde ödenmemesi konusunda mevcut düzenlemede bir değişiklik bulunmamaktadır.

Ayrıca bu hüküm direkt olarak kira bedellerinin ödenmemesine ilişkin olmayıp, sadece kiracının kira bedelini ödememesi nedeniyle fesih veya tahliye durumunun olmayacağına ilişkindir. Ancak virüsün ekonomi üzerindeki etkisi düşünüldüğünde sadece iş yerlerini kapsayıcı değil, aynı zaman da konut kiraları da kapsar şekilde bir düzenleme yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Zira, aksi durumda hakkaniyetli bir durumdan söz edilemez.

0 Yorumlar

Yorum Yap

Kısıtlı HTML

  • İzin verilen HTML etiketleri: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.