Ana içeriğe atla

Loading...

BOŞANMA DAVASI SIRASINDA VE SONRASINDA MAHKEME TARAFINDAN HÜKMEDILEBILECEK NAFAKA ÇEŞITLERI

Tedbir Nafakası: 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi uyarınca; “Boşanma ve ayrlık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilşkin geçici önlemler alır.” Boşanma ve ayrılık talepli bir dava açıldığında, bu konulara ilşkin talebe gerek olmaksızın davaya bakan hakim davanın devamı süresince eşlerin barınması, geçimi, eşlerin mallarının yönetimi ve özellikle çocukların bakımı ve korunmasına ilişkin gerekli olan geçici tedbirleri resen almakla yükümlüdür. Tedbir Nafakası, eşin ve çocukların dava süresince hayatlarını sürdürmeleri, geçinmeleri için diğer eşin aile birliğine yapması gereken parasal katkıdır. Tedbir nafakasına karar verilmesinde kusurun önemi yoktur. Yargıtay Genel Kurulu 2004/2-8 E. 2004/27 K. 28.01.2004 tarihli kararı; “Boşanma ve ayrılık davası açılınca hakimin davanın devamı süresince gerekli olan tedbirleri alması gerekir. Özellikle eşlerin barınmasına, geçimine,eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemlerin alınması için kusursuzluk şart değildir. Bu nedenle kadının boşanmaya yol açan olaylarda kusurlu olması tedbir nafakasına hükmedilmesine engel teşkil etmez.”

 

Eş için tedbir nafakası gerekli olup olmadığı konusunda onun kişisel ekonomik durumu ve yaşam koşulları dikkate alınacaktır. Boşanma davası nedeniyle yaşam standartlarında önceki olağan duruma göre bir eksilme varsa nafaka kararı verilmelidir. Çocuklar için tedbir nafakası kararı verilebilmesi için  de çocukların ergin olmaması ve bakımının diğer eş tarafından yapılıyor olması gerekmektedir. Tedbir nafakası boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren işleyecek olup boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar geçerlidir.

 

Yoksulluk Nafakası: 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi uyarınca; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” Buna göre yoksulluk nafakasının talep edilebilmesi için; Yoksulluk nafakası talep edilmiş olmalı, nafaka isteyenin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olduğu saptanmış olmalı, yoksulluk nafakası isteyen kişi kusursuz olmalı veya kusuru daha ağır olmalıdır. Boşanma kararı verilmedikçe yoksulluk nafakası kararı verilemez.

 

İştirak Nafakası: 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 182/2. maddesi uyarınca; “Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.”

 

Velayet kendisine verilmeyen eş, müşterek çocuğun eğitim-öğretim, yiyecek, giyecek, sağlık, barınma, dinlenme,harçlık, ulaşım gibi giderleri için gücü oranında iştirak nafakası öder. İştirak nafakasına boşanma kararı ile birlikte hükmedilir. Bu nedenle iştirak nafakasının başlangıç tarihi boşanma davasının açıldığı tarihtir. Müşterek çocuk erginliğe ulaşınca iştirak nafakası ayrıca bir mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden kalkar. Ergin çocuk için yardım nafakası davası açılır.

0 Yorumlar

Yorum Yap

Kısıtlı HTML

  • İzin verilen HTML etiketleri: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.