Ana içeriğe atla

Loading...

BITCOIN

Son yıllarda sanal topluluklar hızla çoğaldı ve bu durum teknolojik gelişmeler ve internet kullanımının artmasıyla da tetiklendi. Bazı durumlarda, bu topluluklar sundukları mallar ve hizmetlerin değiş tokuşu için kendi para birimlerini yarattı ve dolaşıma soktu ve böylece belirli bir sanal topluluk için bir alışveriş birimi ve bir hesap birimi sağladı. Bitcoin, oldukça geniş bir kesime ulaşmayı başarmış bir kripto para birimi olduğundan bu örnek üzerinden konuyu değerlendirmekte yarar görüyoruz. Yazımıza başlamadan önce okurlarımızdan izlemeyenlere Senarist ve Yönetmen koltuğunda Christopher Cannucciari’nin oturduğu 2016 yapımı ‘Banking on Bitcoin’ isimli belgesel türü filmi izlemelerini tavsiye ederiz.

 

2009 yılında fiili olarak kullanılmaya başlanan sanal para birimi Bitcoin’i, mevzuatlarında regüle etmeye başlayan ülkelerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bitcoin üzerindeki olumlu görüşlerin artmasının ve ülkelerin Bitcoin’e ekonomik dengelerinde yer vermeye başlamasının yanı sıra bu sanal para birimine karşı kuşkulu yaklaşımlar da devam etmektedir.

 

Buna neden olarak ise; güvenilir bir para otoritesi tarafından denetlenmemesi, merkezi bir kayıt sisteminde kayıt tutulan bir sistem değil dağıtık yapıda çalışması ve bir para otoritesi tarafından basılan değil ‘’miner’’ tarafından doğrulanan bir para birimi olması sayılabilir. Gerçek Bitcoin kullanıcı sayısı; anonimliği sağlamak adına aynı kişinin birden fazla Bitcoin hesabı kullanmasından dolayı net olarak hesaplanamasa da şu an dünya çapında 10 milyonun üzerinde kişi tarafından kullanıldığı tahmin edilen, zaman ve işlem maliyeti bakımından bankalar aracılığıyla yapılan işlemlere oranla büyük avantaj sağlayan bir sistemdir.

 

Bitcoin herhangi bir gerçek para birimine bağlanmış değildir. Döviz kuru, pazardaki arz ve talep tarafından belirlenir. Gerçek zamanlı olarak çalışan Bitcoin’i satın almak için birçok döviz platformu var. Bitcoin, merkezi olmayan bir ‘’peer to peer’’ (P2P) ağına dayanıyor, yani merkezi bir takas odasına sahip değil, işlemlerde yer alan herhangi bir mali veya başka herhangi bir kurum bulunmamaktadır.  Bitcoin kullanıcıları bu görevleri kendileri gerçekleştirirler. Aynı şekilde, para arzından sorumlu bir merkezi otorite de bulunmamaktadır. Para arzı belirli bir madencilik faaliyeti türü tarafından belirlenir. “Miner”ların (madenci) belirli matematiksel problemleri çözmeye ayırdıkları kaynakların (elektrik ve CPU zamanı) miktarına bağlıdır.

 

Bitcoin’in merkezi Blockchain olarak bilinen tüm doğrulanmış işlemlerin kayıtlı olduğu bir açık defterdir. Yaklaşık olarak her 10 dakika, yeni bir “blok” bu zincir veya deftere eklenir. Bu defter, son 10 dakika içerisinde gerçekleşen işlemlerin ve işlem sonrası ne miktarda Bitcoin para biriminin farklı genel adreslerde bulunduğunun kaydını tutmaktadır. Her genel adrese karşılık gelen ona ait bir özel anahtarı vardır. Bu anahtar kimde bulunuyorsa, bu özel adreste bulunan Bitcoin’leri harcayabilir. Bitcoin’leri harcayabilmek için kullanıcının özel anahtarını kullanması ve kriptografik olarak bu işlemi imzalaması gerekmektedir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kullanıcı Bitcoin’lerini alıcı tarafa göndermiş olur. ‘’Miner’’lar ise bu noktada devreye girmektedir. Yapılan işlem Bitcoin ağında yayınlanır ve ‘’miner’’lar bu işlemi Blockcahin’e yeni bloklar oluşturarak işlerler. Bu şekilde Bitcoin kendi içerisinde arz ve talep ilişkisini kuran bir sistemdir.

 

Bitcoin, günümüze gelene kadar dalgalı bir ilerleyiş izlese de 2017 senesinde fiyatında %800 oranında bir artış yaşadı ve $6,000’a yaklaşan bir rakamda işlem görmektedir. Fiyat her zaman olduğu gibi stabil değil ve bir günde%10 – %20 oranında artış veya azalma yaşayabiliyor. Strateji uzmanlarının bir kısmı Bitcoin’in ‘’spekülatif balon’’da kaldığını iddia etse de Bitcoin fiyatlarının artacağı yönündeki tahminlerin doğru çıkması halinde Bitcoin Investment Trust (OTC: GBTC)’ın üç katı kadar değerlenebileceğini belirten uzmanlar, Bitcoin’in geleneksel para birimlerinin yerine geçebileceği görüşündeler. Fakat Bitcoin’in temelinin oluşturan matematiksel dizine göre 2140 yılına kadar maksimum 21 milyon adet Bitcoin arz edilebilecek ve bu sayıya ulaşıldığı zaman Bitcoin arzı duracaktır. Kendisini sonlandırmaya programlı bu sistem dolayısıyla da uzun soluklu bir değişiklik getirmeyeceği eleştirilerine maruz kalmaktadır.

 

Dünya geneline bakıldığında ise, Avustralya, Kanada, Estonya, Fransa, Almanya, Japonya ve ABD gibi ülkelerin de yer aldığı bir grup ülke Bitcoin’i regüle etmeye başladılar.

  • Özellikle Fransa, Almanya, ABD ve Japonya bu konuya oldukça olumlu yaklaşmış ve Fransa Bitcoin’i ‘’paralel para yaratım mekanizması’’, Almanya ise ‘’özel para’’ olarak tanımlamıştır.
  • Alman Finans Bakanlığı’nın Bitcoin’i bir hesap birimi olarak tanımlamasından sonra artık vergi ve ticari amaçlarla kullanılabilecektir.
  • Japonya Muhasebe Standartları Kurulu, kripto para birimlerinin kullanılmasını sağlayacak bir muhasebe yapısı oluşturmak için çalışmalara başladığını açıklamıştır. Bitcoin ticaretinden elde edilen kârlar, “işletme faaliyetlerinden elde edilen gelirler veya çeşitli gelir.” olarak sayılacaktır.
  • Amerika Birleşik Devletleri’nde ise Ocak 2015’te, ilk regüle edilen ABD Bitcoin takas sistemi, Coinbase açıldı. Takas sistemi New York ve California’nın da aralarında bulunduğu 25 eyalette faaliyet göstermek üzere lisanslıdır.

 

Bitcoin bazı ülkelerde kabul edilmese de, altyapısını oluşturan ‘’blockchain ledger’’ sistemi, eklenmek istenen sisteme uyarlanma yoluyla uygulanmaktadır. Özellikle de bankaların, uluslararası ödeme ve ticaret anlaşması gibi faaliyetlerin karmaşıklığını ve maliyetlerini azaltmalarına yardımcı olabileceği umuduyla blockchain sistemini benimsemeye çalıştığı görülmektedir. Bu konuda atılan en önemli adım 75’i aşkın küresel banka ve finans kurumunu içinde barındıran 2015 yılında blockchain sistemini bankalar için geliştirmek amacıyla kurulan Blockchain Konsorsiyumu R3’tür. Mayıs ayında yapılan açıklamaya göre 107 milyon $ tutarında bir fon toplayarak bu alanın oldukça ümit verici olduğunu göstermişlerdir.

 

Türkiye’ye bakacak olursak; 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymetler Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’da yapılan ‘’elektronik para’’ tanımına göre; Bitcoin mevcut yapısı ve işleyiş sistemi dolayısıyla elektronik para olarak değerlendirilememekte ve mevcut denetleme ve düzenleme kuruluşlarının faaliyet alanı kapsamına girmemektedir. Türkiye mevzuatında ‘’elektronik para’’ fon karşılığı ihraç edilen bir parasal değer olarak tanımlanır. Bitcoin ise kriptografik tekniklerle imzalanan ve ciddi bir matematiksel dizin içinde hazırlanan, talebin artışıyla doğru orantılı olarak bu matematiksel dizinin daha da zorlaştığı ve dünyanın dört bir yanında bulunan ‘’miner’’lar tarafından doğrulanan bir parasal değer olmasından ötürü şu anki mevzuatta yer bulamamaktadır. Sürekli gelişen ve globalleşen para piyasası göz önüne alındığında, Türkiye’nin mevcut koşulları doğrultusunda bu değişime karşı nasıl bir anlayış benimseyeceğini ise merakla beklemekteyiz.

0 Yorumlar

Yorum Yap

Kısıtlı HTML

  • İzin verilen HTML etiketleri: <a href hreflang> <em> <strong> <cite> <blockquote cite> <code> <ul type> <ol start type> <li> <dl> <dt> <dd> <h2 id> <h3 id> <h4 id> <h5 id> <h6 id>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.